Ayrancı gecelerinde kalabalık değil, duygular yürür. Ve o duyguların tam ortasında, bir kadın usulca geçer: Başak. Ne ses çıkarır, ne iz bırakır… ama hissettirdikleri kolayca geçmez.
Ankara’nın geçmişle bugünü bir arada taşıyan en özel semtlerinden Ayrancı, onunla birlikte geceye daha çok anlam yükler. Gözleriyle kurduğu bağ, kelimelerden daha kuvvetlidir. Sessizliğiyle konuşan, duruşuyla anlatan bir kadın Başak.
Onunla yürümek, zamandan değil; hissedilenlerden ibarettir. Ayrancı’nın taş kaldırımlarında adımlarken, şehrin tüm uğultusu yok olur. Çünkü onun yanında kalan tek şey iç sesinizdir… ve Başak o sesi duyar gibi bakar size.
Ankara gecelerinde her semtin bir ruhu vardır ama Ayrancı’nın gecesi onunla daha başka olur. Daha derin, daha sade ama daha çok dokunan… Başak’la geçen bir gece, kelimelerden çok duraksamalarda saklıdır.
Ve sabah olduğunda, onunla ilgili hiçbir şey tam hatırlanmaz… ama Ayrancı’da bir yerde hâlâ onun izi kalır. Çünkü Başak, hatıra olmaktan çok içe işleyen bir histir.
tarihinde yayınlandı ve 822 kez okundu.